gençlik biterken: February 2006

Tuesday, February 14, 2006

HAYATTAN TECRÜBELER

Ben olarak yaşamaya başladığınızda hayat biraz daha kolaylaşmıştır artık.Artık tek siz varsınızdır. Kendiniz için yaşamak için etrafınıza bir çember çizersiniz. Siz istemedikten sonra çemberin içine kimseyi sokmazsınız. Şimdi zor olan birlikteliğiniz sürerken yalnız yaşamayı hem ona hem de kendinize kabul ettirmenizdir. Onu içinizde öldürdüğünüz asla sözlere dökülmez. Davranışlarınızla gerçekleşir herşey. Ve bu oyundan için için zevk almaya başlarsınız. Onun ezilip yok olduğunu görmek çoğu zaman mutlu eder sizi. Çünkü kulaklarınızda hiç bitmeyen şu cümle yankılanır çoğu zaman.

'Artık seni sevmiyorum anlamıyormusun?'
Affedip unutmamanıza neden olandır, çünkü bu söz.
Unutmamak belkide unutamamak acıtır içinizi. Ne kadar güçlü gibi görünsenizde,öylesine bir darbe almışsınızdır ki, (o zamanlar) hayatta en çok sevdiğiniz insandan, işte böyle özel günleri canınız acıyarak geçirirsiniz.

İçinizdekini Öldürmek

Hiç aldatıldınız mı? Korkunç bir duygudur. Hiç bir yere sığamazsınız. Sizi hiç bir şey mutlu etmez. Mutluluk size öyle uzaktır ki Çevrenizde olup bitenler sizi hiç ilgilendirmez. Çekip gitmek istersiniz, her şeyi arkanızda bırakarak. En acısıda bunu uzun bir süreçte kabullenmenizdir. Eşinizin gelip geçici duygular yaşadığına inandırmaya çalışırsınız, kendinizi. Hatta mantıklı mantıklı laflarla onuda inandırmaya çalışırsınız, uğraşırsınız, didinirsiniz. Ama o bir duvardır o zaman. Sözde aşkını yaşıyordur.
Zaman her şeye iyi geldiği gibi yaşadıklarınızada iyi gelecektir. İnandırabilme sürecinide tamamladıktan sonra köşenize çekilirsiniz.
İşte ozaman kendinizle başbaşa kalmışsınızdır. Nedenleri ve niyeleri yanıtlamaya çalışırsınız. Ama hiç bir şey bulamazsınız. Çünkü o duyguları yaşayan siz değilsinizdir.
Ve yavaş yavaş içinizdeki aşkı ve bireyi öldürmeye başlarsınız. Acı çekerek, isyan ederek. Ve hiç ağlamamaya başladığınızda o artık ölmüştür. Aşkıda içinizdeki insanı da bitirmişsinizdir.Sizi kolay kolay hiç bir şey ağlatamıyorsa yarı yolu geçmişsiniz demektir.
Şimdi kendi ayaklarınızın üstünde durma zamanıdır. Biz kavramını bırakarak ben kavramını yoğultursunuz içinizde. Arkası yarın.........

Monday, February 13, 2006

AŞIK OLDUM ZANNETMEK

Kimi insanlar, birliktelikleri sürmekte iken, bastıramadıkları cinsel duygularının adına aşk diyorlar. Aşık olupda arkada bıraktıkları eşler, çocuklar parçalanmışlıklar. Onlar ne olacak. Aile ortamında büyümeyen binlerce çocuk. Acaba onların psikolojik yıkımlarına değer mi yaşadıkları.
İşte bu anlamda aşka inanmıyorum. Aşk arkanda kırgın eşler, sorunlu çocuklar bırakmak değildir. Güzel ve zor olan var olan sevgiyi beslemek, olgunlaştırmak, büyütebilmektir. Önemli olan bunu başarabilmektir.
GERÇEK AŞK DA BU OLSA GEREK.
Yıllanmış birlikteliklerde, aşkına sahip çıkan, onu besleyip büyütebilen herkesin sevgililer günü kutlu olsun.

Tuesday, February 07, 2006

Sıradan bir günün sıradanlıkları ile geçti koca bir gün. Sıradan bir insanada bu yakışırdı zaten.Yapay gülümsemeler, karanlık ve soğuk bir hava. Bahar gelsede canlansak biraz. Uyuşuk uyuşuk dolaşmaktan bıktım artık.

Monday, February 06, 2006

Okula gidiyorum. Akşama kadar yokum. Evde olmıcam için mutluyum.
Bu dünyaya nasıl geldiyseniz, öyle çıkıp gidin. Ölümden hayata geçerken duymadığınız kaygıyı, hayattan ölüme geçerkende duymayın.
Ölümünüz, varlık düzeninin, dünya hayatının şartlarından biridir.

Sunday, February 05, 2006

ARTIK YAZIYORUM

Niye böyle bir günde başladım ki yeniden yazmaya. İçim kızgınlık öfke kin doluyken. En yakınınızdakilerin acısını hissetmek, hiç bir şey yapamamak. Her zamanki gibi beklemek, sabretmek. Biliyorum azalacak, ama hiç unutulmayacak. Acının bizlere kattığı değer olarak kalacak.
Açmayan gülüm kullandığım ilaçları şaka konusu yapabiliyor. Ama benim için öyle önemliller ki.Gücendim ben ona ya. Çok küçük beni anlamasını bekleyemem ondan. Ama sağlıklı anne olabilme adına kullanmam gereken şeyler.
Okadar çok yük varki üzerimde, onlarsız bu yükü kaldırmam mümkün değil. Şu anda 40 yaındayım, 27 yaşından beri yaşantımda açmayan gülüm dışında öylesine kötü günler yaşadım ki, artık yeni bir olayı yardımsız kaldırmam mümkün değil. ben istermiyim her sabah kalktığımda hapımı içtimmi içmedimmi diye düşünmeyi. Her ongünde bir hastane koridorlaarında dolaşmayı.
Üzüldüm işte ben bunun yüzüme bir eksiklilik gibi söylenmesi sarstı beni.

View My Stats